in

Bi̇li̇nç Dışı Ne Demekti̇r?

Psikolojide güncel teori ve araştırma, bilinçaltının varlığını ve önemini kabul etmektedir. Aslında, zihni / beyni ortaya koymadan kavramsallaştırmak imkansızdır. Ayrıca, bilinç işleyişinin bazı merkezi yönleri hakkında ilkeleri vardır. Bu yazı, bu temel ilkeleri ortaya koyarak başlar. 

Belirtmek istediğim ilk ve en önemli nokta, bilinçdışı süreçlerin işleyişimizin çoğunun temelini oluşturmasıdır. Dahası, zihnin yapılandırılma şekli böyledir.

Beyinlerimiz ve zihinlerimiz evrimsel geçmişimizin bir sonucudur.

Beyin, atalarımızın evrimleştiği ortamda, yani Pleistosen döneminde çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Beynimiz ve zihinlerimiz aslında şuanda varolmayan dünya için uyarlanmıştır. 

Biyolojik olarak bilgi almak, ona göre hareket etmekten daha kolay ve ucuz olduğundan, motor kabiliyetlerden daha duyusal olarak evrimleştik ve her ikisi de daha yüksek zihinsel süreçlerden önce gelişti. Bu, yüksek süreçlerin önceden var olan duyusal ve motor yetenekler üzerine inşa edildiği anlamına gelir. Bu da fiziksel ve psikolojik işlevin aynı devreleri paylaştığı anlamına gelir. Örneğin, duygusal olarak sıcak bir insan anlayışımız, fiziksel sıcaklık anlayışımızla aynı temellere dayanır. Psikolojik bilimde buna bedenlenmiş biliş denir .

Zihin ile beyin birlikte düzenlenir. Beyin, kelimenin tam anlamıyla nöron ağları şeklinde tanımlanmıştır. Beyne paralel olan zihin, birbiriyle bağlantılı fikir, düşünce, motivasyon ve duygu ağlarına ayrılarak tanımlanmıştır. Pek çok çağrışımsal yol olduğundan, bunların hepsinden haberdar olamayız. Bilinçsizce bir eylemi yapmak veya duygu hissetmek bu anlama gelir.

Zihin ve beyin, ilişkisel bağlantı kurarak öğrenir. Psikoloji biliminde buna örtük bellek veya örtük öğrenme denir. Bunlar “bildiğimiz” ve “hatırladığımız” şeylerin çoğunun bilinçsiz olduğu anlamına gelir. Bu tür bağlantılar çok güçlü olduğunda, somutlaştırdıkları işlev hızlı ve verimli bir şekilde ilerler. Buna otomatiklik denir. Bazen bu bilinçlidir, bazen de değildir.

Bu tür öğrenme ve otomatik davranışlar genellikle uyarlanabilir, ancak zorunlu değildir. Uyumluluk, öğrenilenlere ve içinde bulunduğu çevreye uyup uymadığına bağlıdır. Aynı zamanda önceden var olan ilişkisel ağların uygulandıkları ortama uyup uymadığına da bağlıdır. Bazen uyum iyidir, bazen de değildir.

Son olarak, zihin bir bilgisayar gibi seri olarak değil paralel olarak çalışır. Yani, zihinlerimiz ve beyinlerimiz aynı anda birçok şey yaparlar.

Bu, beynin nispeten yavaş işleme hızını (saniyenin yüzde biri) oluşturur. Bir bilgisayar bir seferde bir şey yapar, ancak nanosaniye hızıyla yapar. 

Paralel işlemler, zihinde meydana gelen eş zamanlı operasyonların tümünün farkında olamayacağımız için bilinçsiz süreçleri gerektirir. Aslında, bunların çok küçük bir alt kümesinin farkında olabiliriz. Bu, inandığımız, hissettiğimiz ve nasıl davrandığımız arasındaki birçok ayrışmayı açıklar. Ayrıca, dil sürçmesi deneyimlerini de açıklar.

Böylece, bilinçdışı işlevler beyinlerimizin ve zihinlerimizin yapı taşlarına yerleştirilir. Teorilerimiz ve araştırmalar bunları kanıtlamıştır. 

Puan Ver

Yazar Berrin ÖZ

Psikolojik Uzman yazar, Morpencere morpencere haberleri kuruluşunda genel yayın yönetmeni ve editör olarak görev almaktadır. Sağlık ve Yaşam konularında meraklı yazar, bilgi ve deneyimini morpencere.com okurları ile paylaşıyor. Yazar 28 yaşında ve evli.
Mail: berrin.oz@morpencere.com

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Loading…

0

Comments

0 comments